Biyomalzemelerdeki teknolojik gelişmelerle ortaya çıkan şeffaf plak tedavisi, ortodontide geleneksel sabit apareylere umut verici bir alternatif olmuştur. Plaklara olan talep, muhtemelen doğrudan tüketiciye yönelik reklamlar yapan ticari şeffaf plak şirketlerinin agresif pazarlama stratejileri ve çeşitli sosyal medya kanallarının yaygın kullanımı nedeniyle son on yılda önemli ölçüde arttı. Küresel şeffaf plak pazar büyüklüğünün 2021’de 3,1 milyar ABD dolarından 2027’de %13’lük bileşik yıllık büyüme oranıyla (CAGR) 11,6 milyar ABD dolarına çıkacağı tahmin ediliyor. Kuzey Amerika’da yakın zamanda yürütülen bir araştırma, genç ortodontistlerin maloklüzyonları tedavi etmek için şeffaf plakların ana teknik olacağına inandığını gösteriyor.
Şeffaf plak tedavisi tipik olarak, hasta tarafından yemek yeme ve fırçalama dışında her zaman kullanılacak olan ve planlanmış ortodontik diş hareketlerini gerçekleştirmek için genellikle bir ila iki haftada bir sırayla değiştirilen, dişlere sıkıca oturan bir dizi şeffaf plak içerir. Günümüzde küresel olarak çok sayıda ticari şeffaf plak sistemi mevcut olmasına rağmen, şeffaf plak üretimi için şeffaf termoform plastik malzemelerin kullanımı ortak bir özellik olmaya devam etmektedir.
Şeffaf plakların klinik etkinliği çok sayıda faktörden etkilenebilse de, bunların üretimi için kullanılan malzemelerin özellikleri en önemlilerinden biri olmaya devam etmektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte, bir sonraki paradigma kayması muhtemelen dijital tasarımlardan plakların doğrudan 3D baskısını içerecektir. Ortodontide 3D baskı için kullanılan mevcut malzemeler arasında akrilonitril-bütadien-stiren plastik, stereolitografi malzemeleri (epoksi reçineler), polilaktik asit, poliamid (naylon), cam dolgulu poliamid, gümüş, çelik, titanyum, fotopolimerler, mum ve polikarbonat bulunur. 3D baskılı bir şeffaf plak kullanmanın avantajları sadece analog ölçü, ağız içi tarama, 3D baskılı fiziksel model ve sonraki termoplastik süreçten kaynaklanan kümülatif hataların azaltılmasıyla sınırlı değildir. Geliştirilmiş doğruluğa ek olarak, 3D baskı tedarik zincirlerini kısaltabilir, maliyetleri düşürebilir ve daha az atık üreterek daha sürdürülebilir bir sürece yol açabilir.
Plak malzemeleri iyi ışık geçirgenliği sergilemekte ve optimum netlik için ideal olarak görünür ışığın en az %80’ini iletmektedir. Plakların ağız içinde görünürlüğünün belli olmaması, apareylerin artan kabul görmesinde hayati bir rol oynamıştır. Endüstri standartı olarak şeffaf plakların şeffaflığının, plak değişiminden önce en az bir ila iki haftalık ağız içi kullanım süresi boyunca tutarlı kalması beklenmektedir. Ancak şeffaf plakların şeffaflığının ve renk stabilitesinin renkli içeceklerin tüketimi, ultraviyole radyasyona maruz kalma ve gargara kullanımından etkilendiği bilinmektedir. Klinisyenler renklenmeleri önlemek için hastaların plaklarını yemek veya içmek için (su hariç) çıkarmalarını önerse de, araştırmalar çoğu hastanın bu tavsiyeleri sıklıkla göz ardı ettiğini ve plaklar yerindeyken yiyecek ve/veya içecekleri tükettiklerini göstermiştir. Plak bileşenlerinin iyileştirilmesi ve bu konudaki çalışmaların artmasıyla daha dayanıklı şeffaf apareylerin de üretilmesi beklenmektedir.
Son olarak, şekil hafızalı polimerler, doğrudan 3D baskılı şeffaf hizalayıcılar ve şeffaf hizalayıcı materyallerle birleştirilmiş biyoaktif materyaller gibi hizalayıcı malzemelerdeki yenilikler, tedavinin uygulamalarını ve öngörülebilirliğini daha da ilerletmektedir. Ayrıca plak üreticileri, klinisyenler ve plak kullanıcıları arasında çevresel sorumluluklar konusunda artan farkındalık, plak üretiminde geri dönüştürülebilir malzemelere ağırlık verilmesini sağlamıştır.
Kaynak: Bichu, Y. M., Alwafi, A., Liu, X., Andrews, J., Ludwig, B., Bichu, A. Y., & Zou, B. (2023). Advances in orthodontic clear Aligner Materials. Bioactive Materials, 22, 384–403. https://doi.org/10.1016/j.bioactmat.2022.10.006